İmamoğlu Samsun’da: “Ülkenin En Değerli Emniyet Müdürlerinden Gaffar Okkan ile Beş Polisin Şehitlik Anlayışını İttifakına Kattınız”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Samsun “O kadar çok adaletsizlik ve hukuksuzluk var ki. Milliyetçi Sinan Ateş bu ülkenin başkentinin göbeğinde katledildi, 5 aya yakın oldu, devlet olayı aydınlatamadı, sessizce taziyede bulunmadılar. Bu nasıl bir kindir? Nedir bu öfke? Benden olmayan ne varsa kurtulun. Onlar adaleti unuttular, siz “Önce gerçek idealistlerin ve kulislerdekilerin katillerini bulun, onlara başka işler bırakın. Ama sen ne yaptın? Bu ülkenin yetiştirdiği en değerli emniyet müdürlerinden Gaffar Okkan’ı ve beş polisimizi şehit eden anlayışını ittifakınıza kattınız. İstanbul’dan da milletvekili adayı gösterdiniz.”
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte. Samsunmiting düzenledi
Ekrem İmamoğlu mitingde şunları söyledi:
“BÜYÜK VE DEĞERLİ İŞLER YAPMAK İSTEYEN HERKES GENÇLERE GÜVENMELİ: Bugün 19 Mayıs’ı erken kutlayan bir Samsun var. Bugün çok güzel bir gün. Demokrasi Günü’ne iki gün kaldı. 19 Mayıs’ı burada erkenden kutluyoruz. Öğleden sonra Ankara’da Cumhuriyet Bayramı için erken bir kutlama yapacağız. Hep birlikte kutlayacağız ama bugün özel bir kutlama daha var. Şampiyonluk için Samsunspor’u tebrik ederiz. Liderini, menajerini, teknik direktörünü, futbolcusunu ve her zamanki gibi 12 numaralı taraftarını, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Onun için kırmızı beyazlı Samsunspor’u kırmızı bayrağımız gibi tebrik ediyorum. Samsun benim için gençlik demektir. Samsun 19 Mayıs demektir, Mustafa Kemal Atatürk demektir. Atatürk’ün kurtuluş, direniş ve kuruluş yolunda attığı adım demektir. Mustafa Kemal devreye girdiğinde o gün 38 yaşında genç bir subaydı, genç bir adamdı. Anadolu’nun kaderini omuzlayarak zorlu bir yolculuğa çıktı. Gelecek güzel günlere dair büyük umutları vardı ve herkesten çok kime güvenirdi? Elbette milletine güvendi ama özellikle gençlere. Bu nedenle 19 Mayıs’ı gençlere teklif etti. Gençliğe güvendi, çünkü hayattaki bazı şeyleri anlamak ve hissetmek için genç olmak gerekir. Örneğin en yetkin gençler özgürlüğün değerini bilir. Mesela hayal kurmanın keyfi, mesela hayallerinin peşinden gitme azmi, mesela sorgulama cesareti. Bu ülkede büyük ve değerli işler yapmak isteyen herkes gençlere güvenmek zorundadır. Gençlere saygı duyulmalı. Gençler için eşit ve adil fırsatlar yaratmak zorundadır.
ATATÜRK İLE SORUNLARI OLDUĞU İÇİN MİLLETLERLE SORUNLARI VAR:
KENDİ HAYATLARINA GÜLMEYİ VE EĞLENCEYİ UNUTMUŞ GENÇLER BU GÜCÜ GÖNDERECEKLER:
DÖRT YIL ÖNCE SEÇİLİRKEN HALK DESTEĞİ DUYDUĞUMUZ HALK DESTEĞİNİN EN AZ 10 PUAN ÜZERİNDE OLDU: Bir sürü saçmalık uyduruyorlar merak etmeyin. Montaj işlerinden bahsedeceğim. Bakın 20, 25 yıl İstanbul’u yönettiler, Ankara’yı değil. Biz geldik, ne oldu? İstanbul’a geldik, Başkanım Mansur Ankara’ya geldi. Üstelik 25 yılı aşkın süredir yönetime geldik. Ne oldu? Her işimize engel olsalar da birçok projeyi en zor koşullarda tamamladık. Biz ne yaptık? Bütün şehirlerimizde yaptık. Şehirlerimiz en güzel günlerini yaşıyor. 4 yıl önce Ankara, İstanbul ve diğer büyük şehirlerde seçilirken, aldığımız halk desteğinden en az 10 puan daha fazla halk desteği var. Bütün işlerimizi engelleyen bu iktidara rağmen biz bu kadar yapıyorsak bize bu gücü verin de görün. Biz de bu millete böyle hizmet edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi çok mutlu edeceğiz. Milletin menfaati için ahlaklı, prensipli iş yapmayı herkese gösterelim.
BİZİ SİSİ’YE SEVİYORLAR SONRA GİDER BİZİ KUCAKLIYORLAR: Onlara projeleri tek tek gösterirken bize oy veren oy vermeyen ayrımı yapmadan yapacağız. Millet İttifakına bu fırsatı vermeye hazır mıyız? verecek miyiz? Bu birinci türden mi bitecek? Müthiş. Değerli arkadaşlarım, her seçimde bu hükümetten buna benzer cümleler duyuyoruz. 31 Mart’ta İstanbul’da ne dediklerini hatırlayın. Ne dediler dalga geçeyim? ‘O nereli? Sen Karadenizlisin, anladın falan. Unutmayın oylarınız ‘Sisi’ye mi yoksa rakibe’ diyerek bizi Sisi’ye benzetti. Sonra gidip Sisi’yi kucakladılar. Vatandaşını düşmanlaştıran, ötekileştiren bu dile her seçim öncesi alıştık.
DÜNYANIN BAŞKA SORUNU YOK, SİZİNLE BAŞARACAK: Yedi düve 14 Mayıs’ı bekliyordu. Yapmayın. Dünya toplandı, konuştu, onlara karşı çıktı. Bak, sen. Dünyanın başka derdi yok, seninle o ilgilenir. Bu bir tesadüf değil. Bütün bunlara gülüyorum, yemin ederim, sesli gülüyorum. sen de gülüyorsun Ekonomiyi mahvettiler, işsizliği ve enflasyonu patlattılar. Depremde beyefendi talimat vermediği için 48 saat boyunca siz değerli halkımıza yardım edilmedi. Ama onlar giderse devlet gider. Çık oradan. Devleti çökerttiniz, bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini röportaj adı altında ezdiniz. Torpilli’den akrabalarınızı en güzel mevkilere getirdiniz, dernek ve vakıflarınız milletin vergilerini geçim kapısı haline getirdiniz. Bunlar tutarsız bir biçimde ülkemizi milyonlarca mülteci ile doldurmadı mı? Bunlar doldu. Enflasyonu yüzde yüzün üzerine çıkarmadılar mı usta adamlar? İnsanlar geçim derdinde ama sorsanız giderlerse memleket biter. Sen gidince memleket güzelleşir, huzur gelir, rahmet gelir, bereket gelir. Öyle bir dönem gelecek ki, insan insanı sevmeyecek, insana hizmet edecek, insan insana saygı duyacak.
GAFFA OKKAN’A KATILDINIZ VE ŞEHİT BEŞ POLİSİN İTTİFAKINA OLAN ANLAYIŞI: O kadar çok adaletsizlik ve hukuksuzluk var ki. Ülkücü Sinan Ateş bu ülkenin başkentinin göbeğinde katledildi, 5 aya yakın oldu, devlet olayı aydınlatamadı, taziye bile etmediler sessizce. Bu nasıl nefret? Bu nasıl öfke? ‘Benden olmayanı elden çıkaralım’. Adaleti unutmuşlar, önce gerçek ülkücülerin katillerini buluyorsunuz sonra sahne gerisindekiler başka şeyleri bırakıyorsunuz. Ama sen ne yaptın? Bu ülkenin yetiştirdiği en değerli Emniyet Müdürlerinden biri olan Gaffar Okkan’ı ve beş polisimizi şehit eden anlayışı ittifakınıza kattınız. İstanbul’dan da milletvekili adayı koydunuz.
İŞTE SİZİN CUMHURİYET İTTİFAKINIZ, DOSTLARINIZIN MANTIKLARI İŞTE:
ONLARA İNANANLARI DA ZEHİRLEDİLER. EN ÇOK ONLARA ÜZGÜNÜM: Her yerde söylüyorum, içim yanıyor, neden biliyor musun? Siyaset için bunlara nispetle her şey caizdir, her yol mubahtır, her yol iftiradır, bütün büyük günahlar onların ağzındadır. Tanrı aşkına, oradaki rastgele biriyle inancımı yarıştırabilir miyim? Yaradan bize böyle bir hak vermemiştir. Böyle bir hakka inanan insanlar birbirlerinin inançlarını sorgulayamazlar. İman Allah ile kul arasındadır. Eğer onlara kalmışsa. Oyuna göre sizi cennete ve cehenneme gönderecek. Hadi, hadi, çık oradan. Birbirimizin milli duygularını ölçebilir miyiz? Hangi insanımıza vatanını ve milletini sevmediğini söyleyebilirsin? Kendilerine inanan insanları da zehirlerler. Bir avuç insana değil en çok onlara üzülüyorum.
BU YORGUN, ZAYIF GÜCÜ GÖNDERME ZAMANI: Bakın Atatürk’ün ayak bastığı Samsun’dan bahsediyorum. Onun yola çıktığı İstanbul’dan geldim. Cumhuriyeti kurduğu Ankara’ya gidiyorum ve buradan söylüyorum. Ne benim ne de onunla konuşacak 86 milyonluk ülkenin duygularını ölçecek kişi, ana rahminden doğmadı. Bu yorgun, yıpranmış gücü gönderme zamanı. İsteğinizle, bu 14 Mayıs’ta gerçekleşecek. Kazanmanın yolları olduğunu ve böyle kazandığımızı söylemenin yeterli olmadığını söyleyeyim. Kazanmanın yolları var, çok çalışacağız. Güçlü adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. İki gün kaldı, 48 saat boyunca her saati, her dakikayı değerlendireceğiz ve her arkadaşımızı yeniden arayacağız. Oy verecek misin? Oy verecek misin? Oyunu kime veriyorsun? Üçte ikisi 13. Başkanım için oy verebilir, ancak üçte birini ikna etmeye hazır olun. Gönüllerdeki buzu eritmeye, insanlarla konuşmaya, sandıkta görev almaya, sandık günü kimseyi yalnız bırakmaya hazır olun. Oy verdiğiniz okullardan ayrılmayın ve 14 Mayıs’ı ellerinizde aziz Türk bayrakları ile mutlaka ve kesinlikle bir demokrasi bayramına dönüştürün. Buna hazır mıyız Samsun? Samsung kazanıyor. Her zaman birlikte kazanırız.”